Hipertiroidili ve hipotiroidili hastalarda oksidatif stres parametreleri ve adenozin deaminaz aktivitesi

Abstract

Hipertiroidizm dokuların yüksek miktarda tiroid hormonları ile karsılasması sonucu bazal metabolik hız artısına sebep olan klinik bir durumdur. Hipotiroidizmde ise tiroid hormonlarının eksikligi veya etkisizligi sonucu metobolik yavaslama görülür. Hipertirodizm ve hipotiroidizmde oksidatif stres parametreleri ile adenozin deaminaz aktivitesinin çalısılması amaçlanmıstır. Bu amaçla plazmada nitrit + nitrat seviye indikatörü nitrik oksit, lipid peroksidasyon son ürünü malondialdehit, pürin katabolize edici enzim adenozin deaminaz ve antioksidan ajan olan glutatyon seviyelerini belirlemek üzere; sigara, alkol ve en az 20 gündür ilaç kullanmayan 20 hipertiroidi, 20 hipotiroidi hastası ve 20 saglıklı birey seçilmistir. Plazma NO düzeylerinin; hipertiroidili hastalarda kontrol grubuna göre % 246, hipotiroidili hastalarda ise kontrol grubuna göre % 96 artıs gösterdigi gözlendi. Bu sonuçların gruplar arası istatistiki karsılastırmalarında anlamlı oldugu tespit edilmistir. Plazma MDA degerleri; kontrol grubuna kıyasla hipertiroidili hastalarda % 639, hipotiroidili hastalarda ise % 221 artıs olmustur. Gruplar arası yapılan istatistiki karsılastırmada anlamlı fark oldugu tespit edilmistir. NO ve MDA'nın cinsiyete göre karsılastırmasında anlamlı fark bulunamazken, yasla pozitif yönde zayıf iliski vardır. Plazma ADA düzeylerinin; kontrol grubuna kıyasla hipertiroidili hastalarda % 67 artıs, hipotiroidili hastalarda ise % 4 azalma olmustur. Sonuçlar istatistiki olarak anlamlı bulunmustur. ADA aktivitesinin cinsiyetle karsılastırmasında anlamlı fark bulunamazken, yasla ters yönlü iliski vardır. Plazma GSH aktivitesi, kontrol grubuna kıyasla hipertiroidili hastalarda % 73, hipotiroidili hastalarda ise % 46 azalma olmustur. Gruplar arasında istatistiki anlamlı fark bulunmustur. GSH düzeyinin ile cinsiyetle karsılastırmasında anlamlı fark bulunamazken, yasla ters yönlü iliski tespit edilmistir. Gruplar ile yas arasında yapılan korelasyonunda önemli fark bulunmazken; TSH, T3, T4, ST4 ve ST3 ile yas arasında anlamlı iliski bulunmustur. Hipertiroidili, hipotiroidili ve kontrol grubunun korelasyon analiz sonucunda MDA ile NO arasında pozitif yönde çok güçlü korelasyon tespit edilmistir. Birçok hastalıgın patogenezinde rol oynayan oksidatif stresin tiroid hastalıklarında da hastalıgın sebebi mi yoksa sonucu olarak mı olustugu tam olarak açıklanamadıgından bulgularımızın gelecek çalısmalara ısık tutacagı kanaatindeyiz. Hipertiroidi ve hipotiroidi hastalıklarında hücresel immunite göstergesi olan adenozin deaminaz aktivitesinin anlamlı degisimi gelecekteki çalısmalarla birlikte bu enzimin tiroid parametrelerine ilave olarak hastalıgın prognozunun ve tedavisinin izlenmesinde bir gösterge olabilecegini düsündürmektedir. Aynı zamanda çalısmamızda elde ettigimiz bulgular ile tiroid hastalıklarının aktif döneminde artan oksidatif stresin tedavide ilave antioksidan ajanların kullanıldıgı çalısmalara ihtiyaç vardır.