dc.description.abstract |
Psöriazis, güçlü bir genetik yatkınlığı olan kronik, inflamatuar bir deri hastalığıdır. Hastalık; dünya popülasyonunun %1-3'ünde görülür, erkek ve kadınlarda eşit sıklıkta izlenir. Psöriazisin etyopatogenezi henüz tam olarak anlaşılamamıştır. Günümüzde psöriazisle ilişkili birçok gen tesbit edilmiştir ancak çevresel tetikleyicilerin bu genler üzerindeki etkileri ve hastalığın patogenezindeki rolleri açık değildir. Keratinositler sitokin ve büyüme faktörleri üretebilir ve bunlardan bazıları otokrin yolla hücre proliferasyonunu uyarabilir. Endotelinler (ET), ET-1, ET-2 ve ET-3 olarak adlandırılan üç vazoaktif peptit ailesidir. Psöriaziste interlökin (IL)-8, IL-1ß, tümör nekroz faktörü (TNF)-? gibi sitokinlerin etkisi ile keratinositlerden sentezlenebilir. Sentezlenen ET-1, keratinositler üzerine otokrin büyüme faktörü etkisi gösterir ve keratinosit proliferasyonunu kronik olarak uyarır. Artmış olan ET-1 muhtemelen ETB reseptörleri aracılığı ile nitrik oksit (NO) sentezini de uyarır. Nitrik oksit ise bir çok fizyolojik ve patolojik olayda rol alan ve lokal olarak sentezlenen bir habercidir. Nitrik oksit sentaz (NOS) enziminin izoformları aracılığıyla arjininden sentezlenir. Proinflamatuar sitokinlerden IL-1? ve TNF-? aynı zamanda NO sentezini de uyarır. Artan NO üretimi ise keratinosit proliferasyonunu arttırır. Psöriaziste, ET-1 ve NO düzeylerinin psöriatik doku ve serumda arttığı bulunmuştur. Çalışmamızda, psöriaziste serum ET-1 ve NO düzeylerinin hastalığın şiddeti ile ilişkisini saptamak amaçlanmıştır. Çalışmaya 34 psöriazis hastası ve 35 kişilik kontrol grubu alındı. Hastaların yaş ortalaması 34.82±11 ve kontrol grubunun yaş ortalaması 31.86±8.5 yıl idi (p>0.05). Hastaların ve kontrol grubunun cinsiyet dağılımı benzerdi. Hastalığın şiddeti psöriazis alan şiddet indeksi (PASİ) kullanılarak belirlendi. Hastalar, hastalığın şiddetine göre hafif (PASİ:0-5), orta (PASİ:5-15) ve şiddetli (PASİ:15 ve üzeri) olarak gruplandırıldı. Hasta ve kontrol grubundan kan örnekleri alınarak değerlendirildi. Serum ET-1 düzeyleri ELİZA yöntemi kullanılarak belirlendi. Nitrik oksit lokal olarak etki gösteren, yarı ömrü kısa bir moleküldür ve ölçümü oldukça zordur. Bu nedenle serum NO düzeyinin göstergesi olarak son ürünleri olan nitrit (NO2) ve nitrat (NO3) düzeyleri kullanılır. Serum NO düzeyleri greiss reaktanı kullanılarak belirlendi. İstatistiksel analizlerde bağımsız t testi kullanıldı. İstatistiksel anlamlılık p<0.05 olarak kabul edildi. Psöriazis hastalarında ortalama serum ET-1 değeri 13,7±9,43 pg/ml, kontrol grubunda 9,90±3,05 pg/ml idi (p<0.05). Hastaların serum ET-1 değerleri ile PASİ skorları arasında direkt bir korelasyon tesbit edildi. Psöriazis hastalarında ortalama serum NO2 değeri 42,77±14,28 µmol/L, kontrol grubunda 37,53±10,72 µmol/L idi. Hasta ve kontrol grupları karşılaştırıldığında fark istatistiksel olarak anlamlı değildi (p>0.05). Psöriazis hastalarında ortalama NO3 değeri 39,04±14,68 µmol/L, kontrol grubunda 33,76±10,56 µmol/L idi. Hasta ve kontrol grupları karşılaştırıldığında fark istatistiksel olarak anlamlı değildi (p>0.05). Hastaların serum NO2 ve NO3 değerleri ile PASİ skorları arasında, ET-1'e benzer şekilde direkt bir korelasyon tesbit edildi. Sonuç olarak; kronik plak tip psöriaziste serum ET-1 ve NO düzeyleri artmış olup, hastalık şiddeti ile direkt korelasyon mevcuttur. Bu bulgular psöriazis patogenezinde ET ve NO'in rol oynayabileceğini düşündürmektedir. Hastalık şiddeti ile korelasyon göstermesi nedeniyle, bu iki parametre psöriazis şiddetinin ölçülmesinde bir kriter olarak kullanılabilir. |
tr_TR |