Kronik Miyeloid Lökemi’ye Eşlik Eden Skuamoz Hücreli Karsinom: Olgu Sunumu ve Literatür Taraması

Abstract

Kronik Miyeloid Lösemi (KML), miyeloid hücrelerin aşırı üretimi ile karakterize miyeloproliferatif bir hastalıktır. Hidroksiüre de miyeloproliferatif sendromlarda sıklıkla kullanılan bir antimetabilolit ilaçtır. Hidroksiüre tedavisine bağlı olarak bildirilen cilt değişiklikleri kserozizsten mukokutanöz kanserlere kadar çeşitlilik gösterir.

Amaç: Bu çalışmada amacımız, hidroksiüre tedavisi alan hastalarda skuamoz hücreli karsinom gelişiminin altta yatan sebeplerini anlamak, tartışmak ve tümör eksizyonu ve rekonstruksiyonu yaptığımız böyle bir hastayı sunmaktır.

Meteryal ve Metod: Üst dudak ve sol el dorsumunda skuamoz hücreli karsinom tanısı almış olan hasta dört yıldır hidroksiüre tedavisi almaktaymış. Bu hasta opere edilerek tümöral kitleleri eksize edildi ve üst dudakta oluşan defekt iç ve alt tarafları greftlenen nazolabial flep ile rekonstrukte edildi. El dorsumunda oluşan defekt ise cilt grefti ile kapatıldı.

Bulgular: Yapılan operasyona bağlı bir komplikasyon ile karşılaşılmadı. Postoperatif sekiz aylık takip döneminde hastanın operasyona bağlı bir şikayeti olmadı.

Sonuç: Hidroksiüre tedavisi alan hastaların cilt lezyonları cilt kanserine ilerleyebileceğinden dolayı dikkatli bir şekilde muayene edilmeli ve düzenli olarak takip edilmelidir.

Background: Chronic Myelogenous Leukemia (CML) is a myeloproliferative disorder characterized by, overproduction of myeloid cells. Hydroxyurea is an antimetabolite which is commonly used in myeloproliferative syndromes. Reported skin changes related to hydroxyurea therapy may range form xerosis to mucocutaneous cancers.

Aim: In this study, our aim was to understand and discuss the underlying reason for the development of squamous cell carcinoma (SCC) in patients recieving hydroxyurea and present a case, in whomwe operated to excise the tumoral masses and reconstruct them.

Materials and Methods: After recieving hydroxyuea therapy for four years, the patient was diagnosed as squamous cell carcinoma on the upper lip and, on the dorsum of the left hand. She was operated and the tumoral masses were excised. The lesion on the upper lip was reconstructed with nasolabial flap, inner and inferior sides of the flap was skin grafted. The defect on the dorsum of the hand was skin grafted.

Results: No complication related to operation occured. Throughout postoperative eight months of follow-up period, the patient had no complaint regarding the operation.

Conclusıon: Skin lesions of patients recieving hydroxyurea therapy must be carefully examined and monitored regularly, since these lesions may proceed to skin cancers.