DSpace@İnönü

Bazı üzümsü meyve türlerinin karakteristik fitokimsayal bileşenlerinin tayini, in-vitro biyoerişebilirliğinin ve in-vivo yanık yarası iyileşmesi üzerine subakut etkilerinin araştırılması

Basit öğe kaydını göster

dc.contributor.author Yaman, Rukiye
dc.date.accessioned 2024-01-09T07:13:58Z
dc.date.available 2024-01-09T07:13:58Z
dc.date.issued 2022
dc.identifier.citation Yaman, R. (2022). Bazı üzümsü meyve türlerinin karakteristik fitokimsayal bileşenlerinin tayini, in-vitro biyoerişebilirliğinin ve in-vivo yanık yarası iyileşmesi üzerine subakut etkilerinin araştırılması. İnönü Üniversitesi, Malatya. en_US
dc.identifier.uri http://hdl.handle.net/11616/87739
dc.description İnönü Üniversitesi / Sağlık Bilimleri Enstitüsü / Temel Eczacılık Ana Bilim Dalı en_US
dc.description.abstract Amaç: Deride yanık olan bölgede ve özellikle de staz zonundaki dokular oksidatif stres ile ne kadar başa çıkabilirse dokuların sağ kalımı artar ve yanık bölgesi iyileşme kaydeder. Bu araştırmada, doğal antioksidan kaynağı olan mürver, aronya ve karadut türlerine ait meyve ve yaprakların in vitro biyoerişilebilirliği ve in vivo yanık yarası iyileşmesi üzerine etkilerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Materyal ve Metot: Çalışmada kullanılan meyve ve yaprak örnekleri Malatya Kayısı Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü parsellerinden alındı. Ekstraktların toplam fenolik madde miktarı, toplam flavonoid içeriği ve antioksidan kapasitesi UV-VIS spektrofotometre ile belirlendi. Fenolik, tokoferol, amigdalin ve antosiyanin bileşikleri HPLC ve LC-MS/MS ile belirlendi. Deneyde 56 adet Wistar albino cinsi rat kullanıldı ve yanık yarası 'tarak yanık modeli' kullanılarak oluşturuldu. Ekstreler ratlara orogastrik gavajla 21 gün boyunca uygulandı. Yanık modelinin oluşturulmasından sonra 3., 7. ve 21. günlerde yapılan fotoğraflama ile yanık alanındaki değişimler belirlendi ve staz zonundan alınan doku örnekleri ise histopatolojik olarak değerlendirildi. Ayrıca 21. günde alınan kan örnekleri analiz edildi. İstatistiksel değerlendirmeler ise Kruskal Wallis testi ile yapıldı. Bulgular: Fenolik bileşiklerden, klorojenik asit, epikateşin, kateşin ve rutin; antosiyanin bileşiklerden siyanidin-3-glikozit, siyanidin-3-rutinozit, siyanidin-3-galaktozit ve siyanidin-3-arabinozit örneklerde en fazla tespit edilen bileşiklerdir. Tedavi gruplarında, yanık grubu ile karşılaştırıldığında infiltrasyon yoğunluğunun azaldığı, kolajenizasyonun ve immünreaktivitesinin arttığı ve bu farkın istatistiksel olarak anlamlı olduğu tespit edildi (p≤ 0.05). 21. günde reepitelizasyon yaprak gruplarında artarken meyve gruplarının yanık grubu ile benzer olduğu tespit edildi. Sonuç: Mürver, aronya ve karadut türlerinden elde edilen yaprak ekstraktlarının, yanık yarasını iyileştirmede meyve ekstraktlarından daha etkili olduğu belirlendi. en_US
dc.description.abstract Aim: The more the tissues in the burned area of the skin, especially in the zone of stasis, can cope with oxidative stress, the survival of the tissues increases and the burn area heals. In this study, it was aimed to determine the effects of fruits and leaves of elderberry, aronia and black mulberry species, which are natural antioxidant sources, on in vitro bioaccessibility and in vivo burn wound healing. Material and Method: The fruit and leaf samples used in this study were taken from the production areas of Malatya Apricot Research Institute. Total phenolic content, total flavonoid content and antioxidant capacity of the extracts were determined by UV-VIS spectrophotometer. Phenolic, tocopherol, amygdalin and anthocyanin contents were determined by HPLC and LC-MS/MS. In the experiment, 56 Wistar albino rats were used and burn wounds were created using the 'comb burn model'. The extracts were administered to the rats by orogastric gavage during 21 days. Changes in the burn area were observed by photographing on the days 3, 7 and 21 after the creation of the burn model, and tissue samples taken from the stasis zone were evaluated histopathologically. In addition, blood samples taken on day 21 were analyzed. Statistical evaluations were made with the Kruskal Wallis test. Results: In the samples the most detected phenolic compounds are chlorogenic acid, epicatechin, catechin and rutin; anthocyanin compounds such as cyanidin-3-glycoside, cyanidin-3-rutinoside, cyanidin-3-galactoside and cyanidin-3-arabinoside. In the treatment groups, when compared to the burn group, infiltration density decreased, collagenization and immunoreactivity increased and and this difference was statistically significant (p≤ 0.05). On day 21, while reepithelialization increased in leaf groups, fruit groups were found to be similar to the burned group. Conclusion: It was determined that leaf extracts obtained elderberry, aronia and black mulberry species were more effective in healing the burn wound than the fruit extracts. en_US
dc.language.iso tur en_US
dc.publisher İnönü Üniversitesi Sağlık Bilimler Enstitüsü en_US
dc.rights info:eu-repo/semantics/openAccess en_US
dc.subject Eczacılık ve Farmakoloji en_US
dc.subject Kimya en_US
dc.title Bazı üzümsü meyve türlerinin karakteristik fitokimsayal bileşenlerinin tayini, in-vitro biyoerişebilirliğinin ve in-vivo yanık yarası iyileşmesi üzerine subakut etkilerinin araştırılması en_US
dc.title.alternative Determination of characteristic phytochemical components of some berry fruit species, investigation of in vitro bioaccesibility and subacute effects on in vivo burn wound healing en_US
dc.type doctoralThesis en_US
dc.contributor.department İnönü Üniversitesi en_US
dc.identifier.endpage 302 en_US


Bu öğenin dosyaları:

Bu öğe aşağıdaki koleksiyon(lar)da görünmektedir.

Basit öğe kaydını göster