Abstract
Urinary tract injuries happen in approximately 8-10% of all abdominal trauma patients.
Kidney is the most frequently injured organ in the urinary tract with penetrating or blunt
trauma, and, if not suitable care is carried out, it may lead to morbidity and mortality.
The most important laboratory tests are urinalysis, haematocrit and creatinine for
evaluating renal trauma. Hematuria is often seen as microscopic or gross, but it is not
enough to differentiate the condition between minor and major injuries. The
management of kidney trauma has always been and will always be controversial.
Conservative (follow-up) and aggressive (surgical) approach both have their proponents.
The conservative management of blunt kidney trauma was first suggested in the first half
of the 1900s. Since then, it has been reported that the utilities of this approach have
become gradually decreased in terms of rate of nephrectomy, complications, and
hospital stay. This approach has gained popularity in penetrating kidney trauma cases
especially after the 1980s. Nowadays, conservative management is usually favoured,
even in the case of grade IV / V traumas. In addition to this, while many studies have
shown the conservative approach to be successful, surgical treatment is used only in
appropriate cases in grade V injuries. In this survey, relevant articles and guidelines
published between 2000 and 2014 have been reviewed, retrospectively. We aim to
review the literature and suggest advices regarding conservative and surgical
management of renal trauma.
Keywords: Kidney Injury; Renal Trauma; Management; Renal Surgery.
Öz
Üriner sistem yaralanmaları, tüm karın travma hastalarının yaklaşık %8-10’unda meydana
gelir. Künt ve delici yaralanmalar ile üriner sistemde en çok böbrek yaralanır ve uygun bir
şekilde tedavi edilmediği taktirde ciddi mortalite ve morbiditeye neden olabilir. Renal
travma değerlendirilmesi için en önemli laboratuvar testleri idrar tahlili, hematokrit ve
kreatinin. Hematüri genellikle mikroskopik veya makroskopik görülür, ancak majör ve
minör yaralanmaları ayırt etmek için yeterli değildir. Renal travmalı hastaya yaklaşım hep
tartışmalı olmuştur ve tedavide konservatif (izlem) ve agresif (cerrahi) tedaviler
önerilmektedir. Konservatif yaklaşım ilk olarak 1900’lü yılların ilk yarısında önerildi. O
zamandan buyana nefrektomi oranları, komplikasyon ve hastanede kalış süreleri giderek
azaldığı bildirilmiştir. Delici yaralanmalarda ise bu yaklaşım 1980’lerden sonra ivme
kazanmıştır. Son yıllarda grade 4 ve 5 travma bile olsa konservatif yaklaşım daha ön plana
çıkmıştır. Bir çok çalışmada konservatif yaklaşım başarılı olarak görülmüş ve cerrahi tedavi
sadece grade 5 renal travmalı uygun hastalarda uygulanmıştır. Bu yazımızda 2000 ve
2014 arasında yayınlanmış makaleler ve klavuzlar geriye dönük olarak incelendi. Biz bu
çalışmada litaratürü gözden geçirerek böbrek travmasında konservatif ve cerrahi yönetim
ile ilgili genel tavsiyelerde yapmayı hedefledik.
Anahtar Kelimeler: Böbrek Yaralanması; Renal Travma; Yönetim; Böbrek Cerrahisi.