Özet:
Semptomu olsun veya olmasın yüksek TSH düzeyine normal sınırlardaki tiroid hormonlarının eşlik ettiği tabloya subklinik hipotiroidizm denilir ve yaygın olarak görülür. Her ne kadar son çalışmalar SH’yi tedavi etmenin kardiyovasküler riskleri azaltacağı, lipit profilini düzelteceği ve nöropsişik yakınmaları azaltacağı iddia edilse de subklinik hipotiroidiyi tedavi edip etmeme konusu hala tartışılmaya devam edilmektedir. Ancak günümüzde, subklinik hipotiroidiyi tedavi etmek veya basitçe hastalardaki klinik ve biyokimyasal bozuklukları takip etme kararının, hastaya tedavi verildiğindeki olası riskleri veya tedavisiz bırakıldığındaki olası riskleri dikkate alarak verilmesi önerilmektedir.
Kardiyovasküler sistemdeki sempatovagal dengeyi noninvazif olarak tespit etmede ve tedavilere klinik cevabı değerlendirmede kalp hızı değişkenliği (HRV) kullanılabilir. Aşikar hipotiroidizme vagal aktivite artışı başta olmak üzere otonomik bozukluklar eşlik etmektedir ve bu bozukluklar tiroksin tedavisi ile kısmen de olsa geri dönmektedir. Kardiyovasküler sistem tiroid hormonları için ana hedef konumunda olduğundan subklinik hipotiroidinin kardiyovasküler sistemde bozukluklara neden olup olmadığını öğrenmek istedik. Bu güne kadar subklinik hipotiroidinin kardiyovasküler sistemin otonomik dengesine olası etkilerini inceleyen bir çalışmaya rastlama olmadığı için subklinik hipotiroidizmin HRV üzerindeki olası etkileri hakkında herhangi bir bilgi sahibi değiliz. Buradan yola çıkarak HRV analizi aracılığıyla subklinik hipotiroidik hastalardaki sempatovagal aktiviteyi test etmek ve eğer sempatovagal aktivite ile subklinik hipotiroidizm arasıda bir ilişki varsa tiroksin tedavisi ile düzelip düzelmediğini anlamaya çalıştık.