Abstract:
Tekrarlayan gebelik kayıpları üç veya daha fazla ardışık düşüğün görülmesi olarak tanımlanır ve kadınların %0,5-3'de meydana gelir. Etyolojisinde çok farklı nedenler rol almakla birlikte, vakaların sadece %50'sinde saptanabilir bir neden bulunabilmektedir. Bu çalışmada, tekrarlayan iki veya daha fazla spontan abortus şikayetiyle İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı'na Ocak 2011 ile Haziran 2013 yılları arasında başvuran 273 hasta incelenmiştir. Çalışmaya alınan çiftlerden kadın partnerler, anatomik anormallik nedenleri bakımından ultrason ve histerosalpingografi cihazları ile; kanda, antitrombin III, protein C, protein S,aktif protein C rezistansı, Factor V Leiden mutasyonu, Protrombin 20210 A mutasyonu ile kalıtsal trombofilik nedenler bakımından, kan homosistein, folik asit, vitamin B12 seviyeleri ile hematolojik nedenler bakımından, açlık kan şekeri, adetin 3. Günü FSH, LH, TSH, Prolaktin, serbest testesteron, dihidroepiandrosteron sülfat seviyeleri ile endokrinolojik nedenler bakımından; lupus antikoagulan IgG ve IgM, antikardiyolipin antikor IgG ve IgM, anti tiroid antikor, anti nükleer antikor mevcudiyetleri ile immunolojik nedenler bakımından değerlendirildi. Her iki partnerin alınan detaylı anamnez ve fizik muayeneyi takiben karyotip analizi yapıldı. Hastaların %1,1'inde genetik-kromozomal; %4'ünde anatomik; %4,4'ünde endokrinolojik ; %13,9'unda kalıtsal trombofilik; %1,8'inde edinsel trombofilik ; %13,5'inde immunolojik bir neden bulundu. %14 oranı ile trombofilik ve %13,5 oranı ile immunolojik nedenler en sık saptanan nedenlerdi Yaptığımız bu çalışmada çiftlerin %65'inde etyolojide herhangi bir neden bulunamamış iken; %35 hastada tekrarlayan gebelik kaybı etyolojisinde rol alabilecek en az bir faktöre rastlanmıştır. 11 hastada (%4) birden fazla neden birarada görülmüştür. Bu onbir hastanın dokuzunda immunolojik bir nedene herhangi başka bir neden eşlik etmektedir. Bu çalışmada iki ve ikiden fazla düşük öyküsü olan yada birinci ve ikinci trimester düşük öyküsü olan hastaların etiyolojik faktörleri arasında anlamlı bir farklılığa rastlanmamıştır. TGK öyküsü olan hastalarda klinisyenler tarafından kapsamlı, sistematik ve pratik yaklaşımlar ile etiyolojik faktörlerin iyi bir şekilde analiz edilmesi TGK öyküsü olan hastaların gebeliklerinin olumlu bir şekilde sonuçlanma şansını arttıracaktır.
