1991 yılında Refah Partisi Kayseri milletvekili seçilen Abdullah Gül, 2007 yılına kadar beş dönem Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde milletvekilliği yapmıştır. Abdullah Gül ilk olarak Milli Görüş Hareketi'nin bir partisi olan Refah Partisi'nden milletvekili seçilerek Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde yer almıştır. 2000 yılında Milli Görüş Hareketi'nin bir partisi olan Fazilet Partisi'nde iken, Milli Görüş Hareketi içerisinde bir ilki gerçekleştirmiş ve Hareketin lideri Necmettin Erbakan'a karşı bayrak açıp onun desteklediği aday olan Recai Kutan'ın karşında Fazilet Partisi Genel Başkan adayı olmuştur. 2001 yılında Türk Siyasal Hayatı'nın yaklaşık son yirmi yılına damgasını vuran Adalet ve Kalkınma Partisi'nin kuruluşunda önde gelen isimlerden birisi olmuştur. 2002 ve 2003 yıllarında Başbakanlık, 2003 yılından 2007 yılına kadar Dışişleri Bakanlığı yapmıştır. 2007 yılında Cumhurbaşkanı adayı olmuş fakat CHP'li milletvekilleri Cumhurbaşkanlığı seçimi toplantısına katılmadıkları için kriz çıkmış ve bir süre Cumhurbaşkanı seçilememiştir. 2007 yılında erken seçime gidildikten sonra kriz çözülmüş ve 2007 yılında Türkiye Cumhuriyeti 11. Cumhurbaşkanı seçilen Abdullah Gül, bu görevi 2014 yılına kadar yapmaya devam etmiştir. Abdullah Gül'ün, kendisinden sonra Cumhurbaşkanı olan, Adalet ve Kalkınma Partisi'ni beraber kurduğu ve Türkiye Cumhuriyeti devlet yönetiminde yıllarca birlikte yol yürüdüğü Recep Tayyip Erdoğan ile yolları ayrılmış, 2018 yılında muhalefetin Cumhurbaşkanı adayı olma ihtimali gündeme gelmiş fakat aday olmamış, sonrasında 2020 yılında Ali Babacan'ın genel başkanlığında kurulan Demokrasi ve Atılım Partisi'ni desteklediğini açıklamıştır. Abdullah Gül'ün Erdoğan ile yollarının ayrılmasında kırılma noktası, 11 Ağustos 2014 tarihindeki AK Parti MKYK toplantısında AK Parti Genel Başkanlığı seçiminin yapılacağı AK Parti Olağanüstü Kongresi'nin tarihinin Abdullah Gül'ün Cumhurbaşkanlığı görevini teslim tarihinden yalnızca bir gün öncesi olan 27 Ağustos 2014 tarihinde yapılması kararının alınması olduğu değerlendirmesi yapılabilir. Abdullah Gül'ün 1991 yılında milletvekili seçilmesinden günümüze kadarki siyasi hayatına bakıldığında Abdullah Gül'ün, Türk Siyasal Hayatı'nın önemli bir aktörü olduğu söylenebilir.
Abdullah Gül, who was elected as the Kayseri deputy of the Refah Party in 1991, served as a deputy in the Turkish Grand National Assembly for five terms until 2007. Abdullah Gül was first elected as a deputy from the Refah Party, a party of the National Vision Movement, and took place in the Turkish Grand National Assembly. While he was in the Fazilet Party, a party of the National Vision Movement, in 2000, he broke new ground in the National Vision Movement and became a candidate for the Chairman of the Virtue Party in front of Recai Kutan, the candidate he supported, by flying a flag against the leader of the Movement, Necmettin Erbakan. In 2001, he became one of the leading figures in the establishment of the AK Party, which left its mark on the last twenty years of Turkish Political Life. He served as Prime Minister in 2002 and 2003 and as Minister of Foreign Affairs from 2003 to 2007. He became a presidential candidate in 2007, but because the CHP deputies did not attend the Presidential election meeting, a crisis broke out and the President could not be elected for a while. After the early elections were held in 2007, the crisis was resolved and Abdullah Gül, who was elected the 11th President of the Republic of Turkey in 2007, continued to do this duty until 2014. Abdullah Gül, who became President after him, co-founded the AK Party and walked together for years in the state administration of the Republic of Turkey, parted ways with Recep Tayyip Erdoğan. He declared that he supported the Democracy and Atılım Party, which was founded under the chairmanship of Ali Babacan. The breaking point in Abdullah Gül's parting ways with Erdoğan is the date of the AK Party Extraordinary Congress, at the AK Party MKYK on 11 August 2014, where the AK Party Chairman election will be held, on 27 August 2014, just one day before Abdullah Gül's delivery of the Presidency. It can be evaluated that the decision to be made is taken. Looking at the political life of Abdullah Gül from his election as a deputy in 1991 to the present day, it can be said that Abdullah Gül is an important actor in Turkish Political Life.
